Aşk her yaşta güzeldir. Her yaşta farklı duygular uyandırır. İlk aşkın heyecanı, uzun süredir devam eden aşkın dinginliği, ikinci baharda tadılan aşkın canlandırıcı etkisi… Kısaca aşk sizi her döneminizde etkilemeyi başarabilen en özel duygudur. Doğduğumuz andan itibaren ruh eşimizi aramaya başlarız. Bu serüvende hayatımızda birden fazla değişim yaşarız. Yaş aldıkça aşka dair bakış açımız değişir ve ondan aldığımı sinyallerde edinilen tecrübelere göre farklılıklar gösterir Bu yazımızda değişen yaş dönemlerine göre aşkın uğradığı evrimleri inceleyeceğiz. Bakalım 20’li yaşlardaki toy aşığın göremediği detayları 50’li yaşlardaki tecrübeli aşık fark edebilecek mi?
20’li Yaşlar : İlk Aşk!
İlk aşklar hiçbir zaman unutulmaz. Bazı insanlar ilk aşık olduğu kişi ile hayatlarına devam etme şansına sahip olurlar. Bazı insanlar kısa sürede kaybetme acısını yaşayabilirler. Bazı insanlar ise önce kaybeder sonra arada zaman geçer ve yine birlikte olabilirler. Bunlar ihtimaller dahilinde olabilecek senaryolar. Her ne olursa olsun ilk aşkın o heyecanını başka yerde bulamazsınız. Hayata karşı sıfır tecrübe ile girişilen ilk savaş genelde aşk üzerine olur. Hataların en çok yapıldığı dönemdir. Yapılan hatalardan dersler çıkartılır mı? Pek değil. Çünkü bu yaş döneminde insanın gözü karadır. Kaybetse bile yeni bir aşka yelken açma konusunda tereddüt yaşamaz. Cesur adımlar atmayı sever. Spontane yaşar ve yarının hesabını yapmaz. Uyumsuzluk olsa bile göz ardı edilebilir. Hayat görüşüne uygun olmayan kişi hemen elenir ve arkaya pek bakılmaz. Dikkat edilmesi gereken husus ise bu dönemde yaşanacak aşk acısı ileriki dönemlerde travma etkisi gösterebilir. Sizi bir ömür boyu etkileyebilecek ilk yarayı bu dönemde almanız oldukça muhtemeldir.
30’lu Yaşlar : İlk Tecrübe Kazanımları!
20’li yaşların o dolu dizgin maceralarının bitişi 30’lu yaşlardır. Hayata dair artık bir sorumluluğun sırtlara yüklendiği, iş yaşamı denilen illetin hayatın bütün alanlara nüfuz ettiği dönemdir. Pervasızca yaşamak, plansız hareket etmek, anlık duygulara ışığında karar vermek bu dönemde asla yapılmaz. Yerleşik ilişkilerin daha çok tercih edildiği dönem olmasının yanı sıra evlilik düşüncesinin de hakim olmaya başladığı yaşlardır. Çocuk sahibi olma, birikim yapma ve geleceğe dair planlar kurulmalıdır. Bir yandan kariyer bir yandan da aşk hayatı ikilemi içinde gidilip gelinir. Hassas ve kırılgan bir dönemdir. Ya aşkı tercih edip aile kurmaya öncelik vermeniz veya kariyere öncelik verip iş yaşamında arzu ettiğiniz pozisyona yükselmeniz seçenekler arasındadır. Bu dönemde yaşanılanlardan edinilen tecrübeler bünyeye kazandırılır. Kişi artık geçmişten aldığı ilk tecrübe kırıntıları ile geleceğe doğru daha emin adım atmaya başlar.
40’lı Yaşlar : İlk Pişmanlıklar!
40’lı yaşlar genellikle pişmanlık yaşı olarak da bilinir. Geçmiş 20 yılda yapılan hatalar masaya yatılır. Keşke denilen olaylar ortaya dökülür. Artılar ve eksiler karşılaştırılır. Bünyede kurulan engizisyon mahkemesinde hem suçlu, hem yargıç, hem jüri, hem de masum rolü aynı kişiye aittir. Bu yaş döneminde aşık olmak biraz daha zordur. Edinilen tecrübeler ışığında beklentiler şekillenir. Zor beğenilir ve kolay kolay güven duyulamaz. Atılan her adım önceden hesaplanır. Artık yara almaya mecali yoktur. Yaşanılacak en ufak negatif hadise sosyal hayattan bütünüyle kopartmaya yetecektir. Hata yapma lüksünü kendinde göremez. Kariyer anlamında zaten arzu edinilen noktaya gelinmiştir veyahut kurulan aile olgusunun içindeki rolünü başarıya yerine getirmiştir. Geriye dönüp bakıldığında hep diğeri seçeneğin seçilmesi halinde olabilecek alternatif senaryolar düşünülür. Yarım bir mutsuzluk hali hakimdir. Orta yaş krizlerinde ise yanlış kararlar alınması oldukça muhtemeldir.
50’li Yaşlar : Dinginlik ve Huzur!
Hayata dair bir hırsın kalmadığı, huzurun ve sakinliğin egemen olduğu döneme geldik. Başarısız ilişkilerin artık can yakmadığı, yaşanılan güzel anların tebessüm ile hatırlandığı, devam eden ilişkilerde ayakların yere sağlam bastığı yaş dönemidir. Tecrübe konusunda zirve noktasıdır. Hala yeni deneyimler için heyecan vardır ama genel hatları ile karşısındaki insanı daha rahat çözümleyebilen bir bakış açısına sahiptir. Geçen 30 yılda tanışılan her bir insanın yaşattığı tecrübeye sahip olmak kolay değildir. Dinginlik egemen olsa da yer yer çılgınlıklar yapılabilir. Aşka olan bakış açısı artık çok geniştir. Olayları bütünüyle ele alabilir. Objektif olarak değerlendirmelerde bulunabilir. Kendisini korumak için tecrübelerini kullanabilir. Hayatın bütün sürprizlerine karşı gardını almış hazır vaziyette beklemektedir. Macera arayışında olmaz. Az insan çok huzur felsefesi ile bu dönemi geçirmeyi tercih eder.
60’lı ve 70’li Yaşlar : İkinci Bahar!
Yaşamın belki de en tatlı ve huzur dolu dönemine geldik. Aşkın yeniden damarlarımızda deli gibi aktığı, hayatı yeniden keşfettiğimiz dönemdeyiz. İkinci baharın doyasıya yaşandığı, bir bakıma 20’li yaşların yeninden yaşandığı bir dönemdir. İlk aşk ile başlayan sürecin bir nevi yeniden hissedildiği özel bir yaş dönemidir. Tecrübelerin cepte olduğu ve aşkın o enfes tadı ile hayatın tekrar renklendiği evredir. Çevre etkisiyle bir çok insanın yaşamaya çekindiği dönem olması da ayrıca üzücüdür. Aşk sayesinde hayata tekrar başlanılan yaş aralığıdır. Beklentiler sadece yanında olabilecek bir nefes, sohbet edebilecek bir can yoldaşı seviyesindedir. Büyük ihtirasların olmadığı en şeker en tatlı aşk dönemidir.
eÇift ile her zaman her yerde aşkı bulmanız oldukça kolay. Hangi yaş aralığında olursanız olun size göre birisi mutlaka vardır. Ücretsiz profil oluşturarak ruh eşinizi bulmak için daha ne bekliyorsunuz? Aşk burada başlar. Aşk eÇift‘te bir başkadır.