Afrodizyak Aşk eÇift Flört Kalp Çarpıntısı Ruhun Gıdası Yaşam

Ayrılık Sonrası Bunalımdan Çıkmak-Camı Kırın!


 Bazen biz ilişkimizdeki değişiklikleri fark etmesek bile ayrılık bir anda yüzleştiğimiz bir gerçek haline gelebiliyor. Ayrılık sürecini başlatan biz de olabiliyoruz, partnerimiz de olabiliyor. Fakat terk eden veya terk edilen taraf olmak hissettiklerimizi değiştirmiyor çünkü bir ilişkiyi bitirmek ve hayatımıza devam etmek herkes için zor bir durum oluyor. Ne kadar ayrılığın iyi veya kötü bir tarafı olup olmadığını sorgulasak da ayrılık sırasında partnerimizin bize karşı davranışları bizim ayrılığı atlatma sürecimizde etkili olabiliyor.

Zor bir şekilde bitirilen ilişkileri atlatma süreci de zor bir hal alabiliyor. Bu süreçte yaşanılan depresyon ve kendini sorgulama davranışları, kişinin hayatına devam etme sürecinde zorluklara sebebiyet verebiliyor. Nasıl ki aşk evrensel bir kavram ise mutlu anları ve mutsuzlukları ile romantik ilişkiler de insanların ortak olarak deneyimledikleri bir süreç; bu nedenle romantik ilişkilerin geçtiği evreler birçok ilişki için benzer aşamaları barındırıyor. İlişkinin bitirilmesinden sonra insanların çoğu benzer aşamalardan geçiyor. Partnerimizle ayrılmak aynı zamanda onun hayatımızdan tamamen çıkması anlamına gelebiliyor. Bu sebeple ilişkilerdeki ayrılıklar da sevdiğimiz birinin yasını tutmakla benzerlik gösterebiliyor. Yani ayrılık sonrası süreçte geçilen aşamalar ile yastan sonra geçilen aşamalar arasında benzerlikler bulunuyor.

Yas sürecini etkileyen faktörlerden biri bizim bağlanma stilimiz oluyor. Bağlanma stilimiz, bir ayrılıktan sonra iyileşme sürecimizi ve ayrılığa nasıl tepki verdiğimizi etkiliyor. Güvenli bir bağlanma stiline sahip olan kişiler, genellikle ayrılığı daha kısa sürede kabullenmeye yatkın oluyorlar. Bir zamanlar hayatlarının vazgeçilmez bir parçası olan ve değer verdikleri partnerleriyle artık birlikte olmadıklarını daha sağlıklı bir şekilde kabullenme eğilimi gösteriyorlar. Bu durumun her iki taraf için de mantıklı bir karar olma olasılığını görebiliyorlar. Yas sürecinin her aşamasını deneyimlemelerinin yanı sıra kendilerine iyileşmek ve gelişmek için bir alan yaratabiliyorlar.

Öte yandan kaygılı ya da güvensiz bağlanma stiline sahip kişiler, acıyı daha yoğun deneyimliyorlar ve ayrılığı kabul etmekte sorun yaşayabiliyorlar. Yapılan araştırmalara göre kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, eski partnerleri artık onlarla ilgilenmeseler bile iletişime geçmek için çaba sarf edebiliyor ve ilişkiyi yeniden başlatmaya çalışabiliyorlar. Bu tarz davranışları sergileyen kişiler eski partnerlerini online bile olsa takip ederek kendi duygusal iyileşmelerini erteliyorlar. Ayrıca, güvensiz bağlanma stiline sahip kişiler, ilişkinin bitişini kabul etmekte güçlük çekerken eski partnerlerinin de hayatlarından çıkmasını istemiyorlar.

Bunlara ek olarak, duygusal olarak yaşadığımız zorluklara vücudumuz da tepki gösterebiliyor. Ayrılıktan sonraki süreçte uyumada güçlük çekme, mide bulantısı ve iştah kaybı gibi sorunlar yaşayabiliyoruz. Kadınlar, erkeklere kıyasla bu tarz sorunları daha çok yaşayabiliyorlar. Aynı zamanda kadınların öz saygıları bu durumdan daha çok etkilenirken ayrılıktan sonra vücut şeklini, kilosunu hatta kıyafet seçimini bile sorgulamaya başlıyorlar. Öte yandan, erkekler ise ayrılıkla yüzleşmek yerine kendilerini alkole verebiliyor ve yas sürecini kadınlara kıyasla daha uzun yaşayabiliyorlar. Bu durum daha çok kaçıngan davranışlarla eşleştiriliyor.

Ayrılık Sonrası Evreler

1. Sorgulama Evresi

İlk başta belki de neden ayrıldığımızı tam olarak anlayamayabiliyor ve suçu kendimizde ya da partnerimizde arayabiliyoruz. Bu dönemde kendimizi ve geçmiş anılarımızı sorgulama eğilimi gösterebiliyoruz. Daha önceden birlikte geçirdiğiniz güzel günleri hatırlarken, birlikte yaşanılan üzücü olayları ise görmezden geliyoruz. Geçmişi sorgulamaya başlamak, ayrılıkla ilgili daha çok kafa karışıklığına sebebiyet verebiliyor. Ayrılığın nedenini sorgulamaya kendimizi vermişken aslında ayrılığın gerekliliğini gözden kaçırabiliyoruz.

2. İnkar Evresi

Ayrıldığımızı ve artık eski partnerimize yazamayacağımızı, onu arayamayacağımızı fark ettiğimizde küçük çaplı bir şok geçirebiliyoruz. Her şeyin bittiğini ve o kişiyle bir daha birlikte olamayacağımızı kabul etmek istemeyebiliyoruz. Birlikte kurulan hayallerin artık gerçekleşme ihtimalinin olmadığı gerçekliğiyle karşılaşıyoruz. İnkar etmeye devam edip ayrılığı reddetmek daha kolay gözükse bile bu durum ilerleyen zamanlarda iyileşme sürecini zorlaştırabiliyor.

3. Uzlaşma Evresi

Bu aşamada eski partnerimizle iletişime geçmeye çalışıp her şeyi düzelteceğimize dair sözler veriyoruz. Kimi zaman içimizdeki sürekli geçmişe dönüp baştan başlama isteğimizi durdurmakta güçlük çekebiliyoruz. Partnerimizi geri kazanmak ve ilişkinin tüm sorumluluğunu üstümüze almak isteyebiliyoruz. Aslında zaman zaman bu isteklerimizin mantık çerçevesinde olmadığını fark ediyoruz çünkü ilişkinin tüm sorumluluğunu sadece bir kişinin üstlenmesi mümkün olmayabiliyor. Kısa süreliğine her şeyi kontrol edebilme gücünün bize ait olduğunu düşünsek de ilişkiler tek taraflı olarak yürümüyor.

4. Depresyon ve Öfke Evresi

İkna gücümüzün işe yaramadığını fark ettikten sonra kendimize ve eski partnerimize karşı öfke besleyebiliyoruz. Bu durum, bizim kendimizi depresyonda hissetmemize sebebiyet verip kilo kaybı, uyku sorunları gibi birçok problemi de beraberinde getiriyor. Uğraştığımız aktivitelerden keyif alamamak eskiden keyif aldığımız anılarımızı hatırlamamıza sebep oluyor. Zaman zaman artık eskisi gibi olamayacağımızı ve depresyonun sürekli olarak bizimle kalacağını hissediyor olsak da bu aşama da tıpkı diğerlerinde olduğu gibi zamanla bizim bu süreci atlatma isteğimize göre değişiklik gösterebiliyor.

5. Kabullenme Evresi

Evet, ayrılıklar zor olabilir fakat şimdi ayrılığı kabul ederek hayatımıza devam etmemizin tam sırası. İçten içe ayrılığı derinlerde kabul ettikçe ileriye bakmanın ve hayatımızın olumlu yönlerine odaklanmanın en iyi seçenek olduğunu anlayabiliyoruz. Bu zamanı kendimizi geliştirmek adına yeni bir dönem olarak görüp uzun zamandır ertelediklerimizi yapmak için değerlendirebileceğimizi fark ediyoruz.

Evreleri tamamladıktan sonra yapılacak en doğru hareket ise yeni bir aşka yelken açmak olacaktır. eÇift ile doğru kişiyi bulabilirsiniz. Tek yapmanız gereken ücretsiz üyelik oluşturmak ve haftalık üye önerileri arasında en uygun adayı seçmek.