”Sana yolculuk yapmak istiyorum,
Kes yüreğine giden bir bilet;
Can kenarı olsun!”
Cemal Süreyya
Aşk denilince bütün akar sular durur. Tek hece, bitmek bilmeyen bir bağlılığı, dinmeyen bir tutkuyu, sonu gelmez bir yolun başlangıcını ifade ediyor. Kimisi mantık sınırları dahilinde açıklamaya çalışsa da aşkın kelimelere ihtiyacı yoktur. Ayrılık bile yaşansa bir kere yüreğinize giren birini asla sevmeyi bırakamazsınız. Tabi ayrılık demişken unutmamak gerekir ki ”Ayrılıkta sevdaya dahil!”
Aşk ne kadar büyük ve güçlü ise, ayrılıkta o denli acı ve can yakıcı olabiliyor. Hele ki uzun süreler sonunda yaşanılan ayrılıklar çok daha derin izler bırakabiliyor. Bu yazımızda ayrılık sonrası depresyona genel bakış atacağız ve depresyona girmemek için neler yapabileceğimizi inceleyeceğiz. Ayrılık her ne kadar negatif bir durum olsa da lütfen sevmekten, şans vermekten korkmayın sevgili eÇift üyeleri! Nefes aldıkça umut var demektir. En karanlık zamanlarda bile umutlarımızı dinç tutabilmek dileğiyle!
Her depresif duygu depresyon demek değildir!
Depresyon konusunda netleştirmemiz gereken en önemli unsur her depresif duygunun depresyonda olduğunuzu anlamına gelmediğidir. Yaşanılan negatif bir durum olduğu için vücudumuzda stres ve üzüntü hormonlarının salgılanması artacaktır. Uyku düzeni bozulacak, yeme alışkanlıkları değişecek, mutsuz hissedilecek gibi… Bu tür belirtiler kendinizi bitkin ve yorgun hissetmenize sebep olacaktır. Birkaç gün sürebilen bu durumda hemen kendinize depresyon teşhisi koymayın!
Olumsuz enerji veren kişi ve etmenler kapı dışına!
Ayrılık sonrası üstünüzden sapır sapır dökülen hırka, bir kutu çikolata ve ayrılık temalı şarkıları lütfen kapı dışarı atın! Sizi negatif yönde etkileyebilecek görsel, işitsel ne tür materyal var ise uzak durun. Normal zamanlarda hüzünlü parçalar dinlemek güzeldir ama hassas dönemde yapılmaması gereken ilk davranışlardandır. Var olan üzüntüyü körükleyebilecek kişilerle bile iletişimi kesmeniz sizin yararınıza olacaktır. Unutmayın ki siz yenilenme sürecindesiniz. Aşkı doruklarda yaşarken salgılanan endorfine alışan vücut onu bulamayınca sizi negatif hisler üretmenize sebep olacaktır.
Hata ve hatalı aramayın!
En sık yapılan ve sizi negatif duygulara esir eden bir diğer hususta ilişkinin bitmesine sebep olan bir hata veya hatalı aramaktır. Ne kendinizi ne de karşınızdaki kişiyi suçlamak için nedenler aramayın. Özellikle kendinizi sert ve tarafsız şekilde eleştirecek düşüncelerden uzak durun. Değişimin bir parçası olarak artık hayata dair kararları tek başınıza alacaksınız ama bu hayatın sonu değil. Her son yeni bir başlangıç demektir. Kendinizi yetersiz veya başarısız hissetmeniz olağan bir durum ama bu negatiflikten kurtulabilmenizin tek yolu yine sizden geçiyor. En yakın dostunuz, aileniz size bir noktaya kadar destek olur. Kendi içinizde yersiz suçluluk duygusu yaratmadan güçlü olduğunuzu telkin ederek tekrar ayağa kalkmasını bilmelisiniz.
Size iyi gelen kişilerle vakit geçirin!
Yalnız kalıp bazı anıları düşünmek, kendinizi yeni hayatınıza alıştırmak ilk isteyeceğiniz şeyler olacaktır. Bir noktaya kadar bu etkili olabilir. İnsan bazen yalnız başına kalıp yüreğinin muhasebesini yapabilmeli. Ama abartmamak şartıyla. Bir noktadan sonra sosyalleşmek size iyi gelecektir. Ufak tatiller, dost veya akraba ziyaretleri güzel olabilir. Dışarı olur ve akıp giden hayatı görürseniz, yerinizde saymamanız gerektiğini idrak edebilirsiniz. Siz hüzün içinde evinize kapanmışken, sokaklarda insanlar güneşin,yağmurun tadını çıkartıyor. En basit bir sosyal aktivite bile size çok iyi gelecektir. Malum ilişkideyken arkadaşlar biraz ihmal edilir. O arayı kapatmanız içinde harika bir fırsat olacaktır.
Ruhunuzu özgür bırakın!
Ağlayacağınız zaman deli gibi ağlayın. Güleceğiniz zaman karnınız acıyana kadar gülün. Öfkelendiğiniz zaman boğazınız kısılana kadar bunu dışa vurun. İçinizden gelen hangi duygu olursa olsun bunu dibine kadar yaşayın. Kısıtlamaları bir kenara bırakın. Yenilenme sürecinde size iyi gelecektir. Hayatınıza dair yeni kararlar almanız daha kolay olacaktır. Cesur olun ve bu kararları gerçekte de uygulayın. Bazen sonucu düşünmeden o an gelen güç ile harekete geçmek size inanılmaz özgür kılacaktır.
Senin için ne yapabilirim?
Bir çok blog ve sitede klasik ben merkezci söylemleri görmek mümkün. Bu dönemde yapılması gerekenler arasında sadece kendimize odaklanmamamız gerektiğini unutuyoruz. Başkalarına yardım etmeye çalışmanız emin olun size gelecektir. Çevrenizde değer verdiğiniz kişilere saat gözetmeksizin arayın,mesaj atın veya yüz yüze sorun. Senin için ne yapabilirim? Eğer bir insanın hayatına pozitif bir etki bırakabilirseniz sizde o negatif havanızdan sıyrılacaksınız. Tebessüm ile bezenmiş bir teşekkürden daha iyi bir ilaç yoktur!
Son olarak…
Hayattan ne istiyorum?
Bu soruyu kendinize daha sık sormanızı rica ediyoruz. Tek sefer değil. Üst üste birkaç kez sorun. Her sorduğunuzda daha derine ineceksiniz. Hayata dair ne istediğinizi? Amacınızı kaybettiğinizi hissettiğinizde onu bulmanızı kolaylaştıracak bir soru. Sorun ve cevaplarınızı korkmadan verin.