Sevgilinizle bu yılbaşı bir kaçamak yapmak gelirse içinizden işte yeni yılın en romantik anlarına tanıklık edeceğiniz, aşkınızı tazeleyeceğiniz dünyanın yeni yıl şehirleri… Kim bilir bu yılbaşı olmazsa da başka bir zaman romantik bir tatil ya da unutulmaz bir balayı yapmak istersiniz…
Roma
Döndüğünüz her köşenin sizi tarihle selamladığı; sokaklarını şarabın, fesleğen ve kahve kokularının sardığı, adım başı yeniden hayran olacağınız, her gördüğünüzde aşkı yeniden tadacağınız Roma… Forum Meydanı, Colosseo, Mussolini´nin halka seslendiği Venedik Meydanı, Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri ve Corso Caddesi sizleri bekliyor. Piazza Navona, Pantheon, İspanyol Merdivenleri ve Popolo Meydanı’ndaki kutlamalarda yeni yıla bir aşkla girin…
Lizbon
Orta Çağ’dan korunmuş nadir yapıları ve köprüleriyle, Akdeniz’den uzak bir Akdeniz kenti Lizbon… Keşifler çağının pek çok önemli olayına tanıklık etmiş, masal gibi, İstanbul’un Avrupa’daki ikizi 7 tepeli şehir… Hala orijinalliğini koruyan binaları, rengârenk tramvayları, birbirinden güzel sokakları ile kendini anlatan bu şehirde aşk ve romantizm bir başka…
Londra
Sisli ve büyülü bir şehir Londra… Eksantrik, radikal, bohem, aristokrat, büyüleyici veya sıradan ve olağan gecelerin yaşandığı bir yeni zaman mega kenti… Da Vinci`nin Kayalıklar Bakiresi tablosunu görebileceğiniz National Gallery`e sahip, Oxford Street’te kalabalıklara karıştığınız, Trafalgar Meyda’nında birbirinden güzel etkinliklere tanık olabileceğiniz, Covent Garden’da sokak müzisyenleri ve gösterilerini izleyebileceğiniz, Camden Town’da kendinizi başka gezegende hissettiğiniz; mimarisine hayran bırakan devasa parklara sahip; düzenli, temiz, insanların birbirine gülümsediği ve saygı duyduğu büyüleyici bir şehirdir burası. İyi ki gelmişim ve aşkı burada tatmışım dersiniz…
Paris
Yüzyıllardan beri tarihte aşkı, romantizmi, gizemi ve mutluluğu sembolize eden Paris, insanın içine dolan sarayları, kafeleri, sanatçıları, uzun caddeleri, ışıltılı mağazaları ile içine düştüğünüz anda sizi sarıp sarmalar… Gizli zevkleri ve parfüm kokulu sokaklarının ince kıvrımlarıyla, bildiğimiz şehirlerin hepsinden farklı… İnsanın kendini unutmaya, belki de kendini bulmaya başladığı bir şehir…
Prag
Arnavut kaldırımlı, dar sokaklı, yağmurlu, efsunlu şehir Prag… porselen ve kristal satan mağazaları, nostaljik binaları, Avrupa’nın pek çok büyük şehrinin aksine hafta içinde de gece hayatinin bitmediği pub ve barları ile imkan varsa görülmesi gereken Avrupa şehirlerinden bir tanesi… Zamanda hem son derece gotik, hem de romantik olmayı becerebilen, büyüleyici şehir. Kafka’nın da yattığı Yahudi Mezarlığı, Mucha Muzesi, Kale’nin içinde yer alan Oyuncak Müzesi, Opera Binası görülmeye değer yerler. Havasını geçmiş zamanda durduran büyünün ne olduğunu merak ettiğim, şipşirin şehir… St. Vitus Katedrali, Schwarzenberg Palace, Neruda Caddesi’nde The “Two-Suns”House, yine tarihi tiyatrolar, kiliseler, kuklalar, şapkalar, elmalı turtalar, dünyaca ünlü Bohemi Kristali, Charles Köprüsü, Köprü üzerlerindeki ressamlar, rengârenk elişleri sizi başka dünyalara alıp götürecek.