Mevsimlerin, aşka dokunuşu her zaman farklıdır. Sonbaharda daha melankoli kokar aşklar, kışın daha sert ve çetindir durur, ilkbaharda kelebekler uçuşur yüreklerde, yazın ise… Sahi yaz aylarında yaşanılan aşklar neden geçici olarak hafızalarda yer edinmiştir? Bunu, ilk kim? ve neden? ortaya atmıştır? Gelin biraz olayın derinine inelim!
Yaz mevsimi, iklim koşulları gereğince önce hormonları sonra psikolojiyi yeni bir şeyler arama güdüsüne doğru iter. Yeniliklerin mevsiminde iken unutmamamız gereken tek kural : Kış geri gelecek!
Belki bir tatil beldesinde, belki sürekli gittiğiniz bir kafede, belki de eÇift üzerinden yüksek uyumlu bir kişi ile hoş bir rastlantı sonucu yollarınız kesişebilir. Bu durumda çoşkuya kapılıp plansız hareket etmeyin! Evet aşk hesapsızca yaşanmalı ama sadece şarkılarda.
Beklentiler konusunda iki tarafta açık olmalı. Nerede başladı? Nereye gidecek? Unutmayın ki sizin için harika olan durum karşı taraf için o anlık bir zaman geçirmeden ibaret olabilir. Netleşirse bu durum her iki taraf içinde daha sağlıklı olur.
Derin konuların konuşulması, geleceğe dair kişisel hedeflerin paylaşılması, hatta fikir ayrılıklarının olduğu tartışmalar… Normalde tartışmak negatif bir eylem gibi görünse de eğer yaz aşkında durum tamamen farklı! Eğer onunla tartışma kıvamına geldiyseniz düğün planlarınızı hayal etmeye başlayabilirsiniz zira farklı fikirlerin kısa sürede çarpışma kıvamına gelmesi aranızdaki kimyanın ne denli büyük olduğuna işarettir.
Yeni heyecanlar, rutinlerin kırılması arzusu, romantizmi çağrıştıran yaz imgeleri bunlar yaz döneminde insanları aşkı bulmaya daha çok teşvik ediyor. Bu yoğunlukta doğru insanı bulmak zor gibi görünse de merak etmeyin çürük elmalar gibi ciddiyetsiz insanlar da çabucak elenecektir.
Bütün bu karmaşa ile uğraşmadan www.ecift.com üzerinden size en uygun adayı haftalık önerilerinizde bulabilir. Geçici denen yaz aşkı sendromunu ebedi bir birlikteliğe dönüştürebilirsiniz.