Her gün kaç kez kendinizi düşüncelerinizle baltalıyorsunuz hiç düşündünüz mü? Kaç kez gerçekten kök inançlarınızdan kurtulmaya hazırken vazgeçtiğinizi? İnsan insanın kurdudur deniyor ya doğru.
Oysa her insan eşsiz bir hikâyeye sahiptir. Buna siz de dâhilsiniz, hayatınızdan öylece akıp giden herhangi biri de ama bilirsiniz işte her hikâye herkes için güzel değildir. Okuduğunuz bir kitabı bile diğerinden çok daha fazla sevebiliyorken, bir insanı da bir başkasından daha büyük tutkuyla sevebilmeniz o kadar doğal. Ama gelin görün ki birçok insan hayatının büyük bir çoğunluğunu o kitabın bulunduğu rafın önünden öylesine geçip giderek geçiriyor. Yani hiç kimseye ve hiçbir şeye şans vermeden, geçip gidiyor.
Oysa Yevgeny Zamyatin’in de dediği gibi insan son sayfasına kadar ne olacağı bilinmeyen bir roman gibi. Hiç ummadığınız bir kitap size bambaşka bir dünyanın ufuklarına merhaba dedirtebilirken, çok büyük umutlarla aldığınız, belki kapak tasarımına bayıldığınız o kitap sizin için çok büyük bir hayal kırıklığına dönüşebilir. İşte insanlarla ilişkilerimiz de tıpkı bir kitapla aramızdaki ilişkiye benziyor.
İlk görüşte vurulup tanımak için can attığınız bir insanın size nasıl da uzak bir kişilik olduğunu görebilirken, hiç umursamadığınız bir insan bir bakıyorsunuz hayatınızın aşkına dönüşebiliyor. O yüzden kendinize de başka insanlara da hep şans veren taraf olmaya ne dersiniz? Gerçekten yeni bir deneyim kazanmaktan başka bir kaybınız olur mu? Üstelik hiçbir deneyim bir kayıp bile değilken.
Bazıları zamanımı boşa harcamak istemiyorum der. Kimisi hep aynı masal, sonu hep aynı der. Belki siz her seferinde aynı tükenmiş enerji ile bir başlangıç yaptığınız için olayın en heyecanlı yerinde sıkılıp vazgeçiyor olabilir misiniz? Belki hayata biraz daha şöyle bakmak gerekiyor. Nasıl taşın ve haşaratın bile doğada bir rolü olur da benim bu dünyada hiçbir rolüm olmaz? Belki tüm bunların sonunda ve dünyada size ayrılan kısa bir zaman diliminin nihayetinde hiçbir şey sizin istediğiniz gibi olmaz. Fakat geriye dönüp baktığınızda “ben yaşadım” demekten daha güzel ne olabilir?
Sevmeyi, sevilmeyi, dostluğu, aile olmayı, arkadaşlık kurmayı, bir topluluğun parçası olmayı tatmış olmak neden kötü olsun? Kendinize yeni bir başlangıç için fırsat vermeye ne dersiniz?
Yeni bir kitabın ilk sayfasını okur gibi, hiç tanımadığınız bir insana merhaba deyip iletişim kurmak istemez misiniz? Gelin bu kez bildiğinizden farklı bir yol olarak eÇift’i deneyin. Şimdi www.ecift.com ‘a ücretsiz bir şekilde abone olun. Profilinizi oluşturun. Kriterlerinize en uygun kişiyi belirledikten sonra size önerilecek üyeler arasından size en uygun kişiye merhaba deyin.
Yeni bir başlangıç için korkmayın!