Herkes içinde bir çocukla büyür! Fakat çoğu insan bu çocuğu zamanla unutur! Zamanla onu duymaz olur, hayallerini unutur, heveslerini, umutlarını bir kenara bırakır içindeki çocuğun! İçinizde bir yerlerde unutulmuş küçük bir çocuk var. Fark edilmeyi bekleyen, duyulmayı, görülmeyi, sevilmeyi isteyen. Kırılmış ruhunuzun içine hapsettiği, o küçük çocuğa bugün merhaba demek istemez misiniz ? Öncelikle bize çocukluğumuz hatırlatan o muhteşem gün ”23 Nisan nedir? ” açıklayarak başlamak istiyoruz yazımıza!
23 NİSAN , ANLAMI VE ÖNEMİ NE?
Ulu Önderimiz Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının bu yıl 102. Yılını kutluyoruz. Peki, 23 Nisan tarihçesini bilmeyen var mı ? İşte, 23 Nisan’ın ortaya çıkış hikayesi..
23 Nisan 1920,Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir. Atatürk, 23 Nisan 1924’te ’23 Nisan’ gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. Dünya’da çocuklara bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir!
Hayat çözülmeye çalışılan şifrelerle dolu değil mi? İşte bu şifrelerin en zor olanı da içindeki o çocuksu coşkuyu tekrar kazanma şifresidir! Bir yerlerde sizin onu bulmanızı bekleyen, masum çocukluğunuza artık ”merhaba” deme vaktiniz gelmedi mi? Bazı insan ise asla o masum çocuğu öldürmez, uyutmaz ve susturmaz! Hayatının her bir alanında onu yaşatır ve hatırlar. Mutluluğunu onunla paylaşır. Bazen kazandığı bir ödülü ona ithaf eder , bazen onun istediği hayali yapmak için çabalar! Ne mutlu içinde ki çocuğu koruyan, hep seven kişilere!
Sevin, içinizdeki kırılgan fakat yaramaz çocuğu. Sever, aşık olur, sevilmez hatta darılır yaşamaya ve susar. Hayata küsebilir kimi zaman, oysaki tek isteği hatırlanmaktır!
Hep haylaz bir çocuk heyecanıyla kalın! Ve o çocuğun sizi terk etmesine asla izin vermeyin!
