Herkesin ideal erkek ve ideal kadın tanımları yapıp durduğu bir yüzyılda yaşamaktan bazen yorulduğunuzu hissediyor musunuz? Adam gibi adamlar, kadın dediğin diye başlayan cümleler üzerinize bir ağırlık gibi çöküyor mu bazen? Gelin bu konuyla ilgili biraz konuşalım.
Cinsiyet rolleri hızla değişirken bazı toplumsal klişeler ise hiç değişmiyor ya da toplumun kadın ve erkeklere dayattığı rollerde ısrarcılığı sürüyor. Peki siz bazen mutsuzluğunuzun nedeninin üzerinize doğduğunuz andan itibaren yüklenen kültürel kodlar olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Pew Research Center’ın kadınlar ve erkekler arasında bu konuyla ilgili araştırmalarda ilginç sonuçlar var. Mesela erkeklerin %30 gibi bir oranı kadınlarla ilişki kurabilmek ya da evlenebilmek için toplum tarafından üzerinde finansal bir baskı olduğunu söylemiş. Kadınların %45’inden fazlası da varlıklarının annelik ve çocuk bakımına sıkıştırılmasından rahatsız olduğunu belirtmiş. Ayrıca toplumdaki kabullenilmişlik sayesinde bu kodların devamının sağlandığını düşünüyorlar. İlişkilerinde, evliliklerinde ya da yeni bir ilişkiye başlarken bu baskıları hissetmekten yorgun ve mutsuz olabildiklerini itiraf etmişler. Sahi neden bu toplumsal klişelerden bıkmış olmamıza rağmen ses çıkarmaz ve hatta devam ettiririz?
Oysa mutluluk tam da hem kadının hem de erkeğin isteklerini diledikleri gibi dile getirdiği bir ilişkide gizli değil midir? Eğer bu kodlardan herhangi bir rahatsızlık duymadığınızı düşünüyorsanız bile çoğunluğun içindeki azınlıklara biraz kulak kabartın. Çünkü çoğu kadın sürekli güzel, bakımlı ve bir süs objesi gibi algılanmaktan rahatsız olduğunu, çoğu erkek ise varlığının ancak bir araba, bir ev ya da çok paraya sahip olunca anlamlandığını düşünmekten kendini mutsuz hissettiğini söylüyor. Neden evlenir, neden çok yapar ve neden bir birlikteliği devam ettirmek için emek ve zaman harcarız, bunlar cidden üzerine düşünülmesi gereken çok önemli konular. Ve insan ancak bu sorulara dürüstçe cevap verebildiğinde bir ilişkiye başlamalıdır.
Size öyle gelmiyor olabilir ama bir kadın, kendini anne olarak tanımlamak istemiyor olabilir ama öte yandan başka bir kadınsa evinden hiç çocuk sesi eksilmesin istiyordur. Ya da bir erkek gerçekten sırf annesi istiyor diye çocuk yapmalı mıdır? Bir kadın belki sürekli ev işlerinin üzerine yıkılmasından, sorumluluğun paylaşılmamasından dolayı gerçekten çok mutsuz olabilir ve sırf toplum ne der diye bunu dile getirmiyor olabilir. Ya da bir kadının başka bir erkeğe, sen de nasıl erkeksin canım deyip ona hiç ait olmayan roller yüklediğinde o erkek hayal kırıklığı yaşayabilir.
İşte bu noktada tam da beklentiler ve kişinin hayattan ne istediğini bilmesi devreye giriyor. Nasıl bir mutluluk hayal ediyorsunuz, kendinize ilk önce bunu sormalısınız. Siz kendi mutluluğunuzun sınırlarını bulduğunuzda ve gerçekten tatmin olduğunuzda göreceksiniz başkalarının da mutlu olma sınırlarına saygı duyulması gerek. Herkesin hayatı bir yaşama, anlama ve anlamlandırma yolu var. O yüzden siz o yolu nasıl yürümek istediğinize karar vermelisiniz.
İşte tam o noktada biz size yardım için devreye giriyoruz. Nasıl bir ilişki istiyorsunuz, kriterleriniz neler, nasıl bir kadın ya da erkek tahayyül ediyorsunuz? Cevabını bulduysanız eğer hemen şimdi www.eCift.com ‘a ücretsiz üye olun ve kriterlerinizi belirleyin.