Can genç yaşına rağmen tüm dünyaca tanınan ünlü bir beyin cerrahıdır. Öyle başarılıdır ki genç yaşına rağmen uluslararası beyin cerrahları birliğinin başkanı olarak seçilir. Disiplinli, acımasız, işkolik biridir. Zeynep ise kendi halinde, yaşadığı her anın tadını çıkartan pozitif bir insandır. En büyük amacı ise kız kardeşinin eğitimini tamamlamasıdır. Can ile tek ortak noktaları ise aşka inanmıyor olmalarıdır!
Klasik bir araba kazası veya yolda yürürken çarpışarak yolları kesişmiyor. Aksine Zeynep, Can’ın hayatında yer alan kişilerden biri. Zeynep’in ev sahibi, kirayı ödeyemedikleri için kapının kilidini değiştirmiş ve onları dışarıda bırakmıştır. Can’ın yurtdışı seyahatinde olacağını bilen Zeynep ise geceyi Can’ın evinde geçirmekte sakınca görmez. Ama rastlantıya bakın ki Can’ın yurtdışı gezisi iptal olur ve o gece eve gelir. Zeynep’i salonunda uyurken bulur. Onu henüz yeni fark etmiştir çünkü Zeynep, evinde gündelik temizliğini yapan yardımcısıdır.
Zeynep, yaşanılan bu durumdan mahcup olur. Can’ın kafasında başka planlar vardır. Zeynep’i çalıştığı hastanenin balosuna davet eder. Amacı ondan hoşlanan Berrin ve diğer bütün olası sevgili adaylarını kendinden uzak tutmaktır. Zeynep’in ona eşlik etmesi karşılığında hem borcunu ödeyecektir hem de onun evinde uyumuş olmasını unutacaktır. Hem paraya ihtiyacı olduğu için hem de hissettiği mahcubiyet duygusu yüzünden teklifi kabul eder.
Eros ilk aşk okunu baloda atar! Can, Zeynep’i görünce çok etkilenir. Patronuna ve arkadaşlarına Zeynep’i kız arkadaşı olarak tanıtır. Patronu, Can ve Zeynep’i Cunda’da bulunan villasına götürür. Sonrasında da Cunda’nın o enfes tabiatı eşliğinde ikili iyice birbirine yakınlaşmaya başlar. Aşkın o inanılmaz çekimi artık ikisine de tesir etmeye başlamıştır.
Film başlarda tek düze gidecekmiş gibi bir hava verse de geçen sürede karakter ve hikaye derinleşmeye başlıyor. Zeynep’in beyninde tehlikeli bir tümörün oluşu Zeynep cephesinden bu aşkı imkansız kılmaktadır. O sadece geriye kalan günlerinin tadını çıkartıp, kız kardeşinin eğitim için Amerika’ya gidebilmesi için uğraşmaktadır. Ama Can’ın pes etmeye niyeti yoktur. Ona başarıyı getiren azmi ve disiplini sayesinden elde ettiği yeteneklerini bu sefer aşkı için kullanacaktır. Sevdiği kadın uğruna her şeyi kaybetmeye göze alır. Kariyerin bile…
Filmle ilgili daha fazla detay verip merak duygunuzu köreltmek istemem. Ama bu yılın en güzel ve en özel filmlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Film aşk ve rastlantılar üzerine inşa ettiği omurgasının üstüne sağlam yapıda drama katıp üstüne hoş aşk esintileri ekliyor. Başrollerde Murat Yıldırım ve Fahriye Evcen harika iş çıkartıyorlar. Sezen Aksu, Cem Adrian ve Jehan Barbur’un enfes şarkıları ile film sizi tamamen yakalıyor.
Eğer hayatta rastlantılara inanmıyorsanız ve aşkın gücünü hafife alıyorsanız bu filmi mutlaka izleyin! En umulmadık anda hayatınızı değiştirebilecek ender duygulardan biridir ‘Aşk!’
Filmin en güzel repliği ;
” Zeynep : Hayatımda bir kez göreceğim şeyler için üzülmem ben. ”