Aşk

Neden Yaz Gelmeden Aşkı Bulmalısınız?

Sonbaharın romantizmi, şubatın Sevgililer Günü aurası derken değişmeyen tek şey hala yalnız olduğunuz gerçeği mi? Eh artık yazın aşkın tadını çıkarın, güneş havayı ısıtırken aşk da kalbinizi ısıtsın. Bunun içinde bir an önce harekete geçmelisiniz, neden mi?

Her şeyden önce baharın gelişi yaşam enerjinizi arttırmaya başladıkça soğuk havalarda içine kapandığınız evinizden dışarı çıkıp hayatın içine karışma istediğiniz daha da artacak. Böylece yalnızlık duygusu da sizi daha çok rahatsız etmeye başlayacak. Ama biz bunlardan daha ziyade güneşli bahar ve yaz günleri geldiğinde bir sevgiliniz olsaydı neler yapabilirdiniz biraz bunlardan bahsetmek istedik.

1.       Romantik piknik sezonu

Eğer bir sevgiliniz olsaydı ona en çok ne zaman ihtiyaç duyardınız diye sorsanız biz romantik piknik sezonunun açıldığı zaman derdik. Güneşle birlikte yaşam da canlandıkça bir bakıyorsunuz şehrin parkında, bir bakıyorsunuz ada vapurlarında ya da her kentin o kendine özgü piknik alanlarında sevgililer el ele. Siz? Siz bankta tek başınıza çekirdek çitliyorsunuz. Yapmayın, aşk daha fazla beklememeli.

2.       Sıra sana ne zaman gelecek evladım sezonu

Bahar ve yaz ayları demek çeyrek altın trafiğinin ve düğün-nişan fotoğraflarının da kış uykusundan uyanması demektir. Hele bir de o düğün fotoğraflarında tüm ailenin köşesinde yalnız kovboyu oynamak vardır ki evlerden uzak. Evlilik, ciddi bir olay, aceleye gelmez ancak insana yalnız olduğunun en fazla hissettirildiği bir zaman varsa da “sıra sana ne zaman gelecek” sorusunun sorulduğu andır. Bu kez “kısmet” teyzeciğim amcacığım demeyin. Valla karar aldık herhâlde sonbahar bitmeden evleneceğiz diyebilin. Eh bunu demek için de nerden baksanız birbirinizi asgari şartlarda tanıyacağınız bir eş adayını bulmuş olmanız gerekir. Yine iş başa düştü. Kaçış yok aşkı arayacaksınız.

3.       “Single farkı” hem moral bozuyor hem cep yakıyor

Aslında bu restoranlarda “aile yeri” yazan yere bekârken alınmamak gibi. Zaten tatil sezonu ufaktan açılmıştır ya da erkenden rezervasyonumu yapayım da kafam rahat olsun dersiniz. Size yalnız olduğunuz bir kez daha hatırlatılır. Kalacağınız odadan diğer aktivitelere kadar “single farkı” ödersiniz. Haydi, insan bir şekilde ödüyor da o tatile gidince herkes tabiri caizse ailesiyle, sevgilisiyle çocuklar gibi şen iken siz şezlongda ufka bakmaktan fazlasını yapamıyorsunuz ya o işte biraz kötü. Aşk ekonomiktir, hayatı paylaştırır. O yüzden haydi artık aşkı daha fazla ertelemeyin.

4.       Zaman da bir evrim. Kış yine gelecek.

Yazı da bir şekilde atlatırım. Artık zaten düğün sezonuna da diğer sayılan her şeye de bir şekilde bağışıklık geliştirdim diyebilirsin. O yüzden zamanın nasıl da akıp geçtiği konusunu en sona bıraktık. Hayatın nerede ve nasıl sonlanacak bilmiyoruz ama bir yerde duracak. Ve sonra baharlar da yazlar da bitecek. Sonbaharda hüzünlenecek, kışın soğukluğunda yine içine kapanıp fırsatları kaçıracaksın. Aslında belki de ne mevsimler ne de her mevsimde aşkın kendine göre güzelliği olması önemli olan. Zaman geçiyor ve sen aşkı tatmadan bir ömür geçiriyorsun. Kendine bunu yapma. Yaşamış olmak varken ertelediğin her günün acısını sonradan yaşamak istemezsin değil mi?

Sen en iyisi gel bizi dinle. Koskoca yeryüzünde senin de ruhunun ince bir yerine dokunacak birileri mutlaka vardır. Nerede mi? Belki de eÇift’te. Kim bilir? Ama eÇift’i ve bilimsel kişilik analiz testi ile sana uygun kişileri öneren sistemimizi denemeden bunu bilemeyeceksin. O yüzden yapman gereken çok basit. Hemen şimdi www.eCift.com adresine gelerek, e-posta adresinle birlikte ücretsiz kayıt olmak. Çünkü aşk eÇift’te başlar!