Ruha dokunan ufacık bir söz. Hayatın bilmediğiniz bir ayrıntısını size gösteren bir insan var artık karşınızda. Gerçek hayatta değil de sanal dünyada, bir arkadaşlık sitesinde tanıştınız onunla. Arkadaş, dost oldunuz. Bir süredir de yalnızlığınızı paylaşıyorsunuz. Siz ya da karşınızdaki kişi olsun fark etmez ama artık bu arkadaşlığın gerçeğe dönüşmesi lazım. Neden mi?
Bunu açıklamak için internet ortamında ya da bir sitede tanıştığınız o çok özel insanla geçen zamanın kısa bir özetini hatırlayalım hep birlikte. 21. Yüzyıl’da yaşadığımıza göre hepimizin başına az çok benzer bir tanışma vakası gelmiştir. O zaman gelin bu anları hatırlayalım.
Hayatın akışında sevmek, sevilmek ve dost olmak gibi çok önemli bir ihtiyacınızı gidermek için bir arkadaşlık sitesine üye oldunuz. Sizin gibi binlerce hatta milyonlarca insanın farklı nedenlerden ötürü zaman ayıramadığı, ancak sonunda yalnızlıktan harekete geçtiğini görerek biraz rahatladınız. Karşınızdaki ekranda binlerce üye var. Hangisinin size en uygun olduğuna dair en ufak fikriniz yok. Keşke birileri bunları bir analize göre filtreleyebilse diye düşünüyorsunuz. Baktınız, o da düşünülmüş. Şimdi ise bir tanesi çoktan merhaba dedi bile size. Güzel bir gülümseme bile göndermiş olabilir. Tanışıyorsunuz ve birbirinize ısınmaya başladığınızı fark ediyorsunuz. En heyecanlı kısımlarının daha yeni başladığının farkındasınız.
Derken o en tatlı an geliyor. Birbirinizden hoşlanmaya başladığınızı önce kendinize sonra karşınızdakine itiraf etmenin yollarını arıyorsunuz. Bu tatlı kaçamak yazışmalar, bir ileri bir geri de olsa kendini anlatma çabası bile sizi mutlu ediyor. Vaktinizin neredeyse tamamını onunla geçirmek istiyorsunuz. İşte tam bu noktada artık bu arkadaşlığın sanal bir ortamdan çıkıp gerçek bir arkadaşlığa dönüşmesi gerekiyor. Çünkü, mutluluğun da hayatın gerçekliği gibi ete kemiğe bürünmesi gerekiyor.
İnternette başlayan sanal arkadaşlığınızın ete kemiğe bürünmesinin gerekliliğinin ise birkaç bilimsel açıklaması bulunmakta. Her şeyden önce tanıştığınız yer sanal bir ortam olsa da hayat gerçektir. Parmaklarınızın ucunda başlayan aşk, gerçek ve sanalı birbirinden ayırmanız için el ele tutuştuğunuz bir ana dönüşmelidir. Eğer gerçekten o insanla yola devam etmek istiyorsanız. Bunun yanında yapılan bir deneye göre insanların hem ruhsal hem de fiziksel sağlığı açısından dokunulma ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Deneyde kullanılan deneğin 72 saat boyunca omzuna sıcak bir elin dokunması ya da yüzüne sevgiyle dokunulmasının engellemesi sonucunda delirdiğini biliyor muydunuz?
Ve hepsinden önemlisi hayatta gerçek anılar biriktirmek kadar çok az önemli şey vardır. Öyle ki eğer bir yaşam felsefesi belirlenecekse de kendinize hep şunu hatırlatın. “Hatıralarınızla ölün, hayallerinizle değil.” Tanıştığınız kişinin sizi en az sanal ortamda olduğu kadar mutlu etmesi için bu hatıralara ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Tüm bu söylenenler çok mantıklı ancak hala aklımda bir soru var. Nasıl güveneceğim diyorsanız onun da cevabı eÇift’te!
Tüm bu kaygılarınızın normal olduğunun bilincinde olan eÇift ekibi, size güvenilir bir ortam sunmak için çalıştı. Size en uygun üyeyi, çözeceğiniz bilimsel analiz testine göre öneriyor ve böylece vakit kaybetmenizi önlemeye çalışıyor. Hayatta her zaman risklerin olduğunun en az sizin kadar bilincinde olan insanlar tarafından hazırlandığını varsayarak işe başlayabilirsiniz. Tedbirli, önlem alarak ve profilinizin korunduğu gerçeğine ihtiyacınız olduğunu en az sizler kadar iyi biliyoruz. Haydi , kendinize bir şans verin. Hayatta her tecrübe denemeye değer. Öbür türlü ön yargılar, korkular ve sürekli aldığınız tedbirlerle hayat çok zor ve manasız olacak. eÇift sayesinde sevmeye inanacaksınız. Çünkü aşk eÇift’te başlar.