Kalp Çarpıntısı

Aşk Hakkında 10 İlginç Gerçek

Aşk yaşadığımız en önemli duyguların biridir. İnsan beyni doğası gereği yalnız kalmayı ve ret edilmeyi bir tehdit olarak algılar. Hem biyolojik hem de kültürel nedenlerden dolayı, çoğumuz kalıcı bir aşk ilişkisi gerekliliğine inanırız. Oysa, gerçekte ne sevgi mutlaka kalıcı ve değişmez bir durumdur ne de kendimizi dışında tutabileceğimiz bir şey değildir. Aksine, sevgi içimizde bir yerde pusu kurmuş yatar, kalbimizi açmaya her zaman hazırızdır. Uzun süreli ilişkiler ise kendiliğinden devam eden bir ilişki biçimi değildir, özveri ister ve istekli olmak gerekir. Aşkla ilgili yapılan araştırmalar ise konunun düşündüğümüzden daha karmaşık olduğunu gösterirken, ilginç sonuçlar ortaya çıkarıyor:

Aşk Tutkudan Farklıdır

Fiziksel çekim iki kişi için mutlaka gerekli bir durum. Ancak duygusal aşk ve tutku birbirinden farklıdır. Her zaman ilk görüşte çok hoşlandığımız birisi ile uzun süreli ilişki yaşayacağımızın garantisi yoktur. Beyin üzerinde yapılan gerçek zamanlı bilimsel çalışmalar gösteriyor ki tutku ve heyecan beynin ödüllendirme ile ilgili bölümünü aydınlatırken; aşk empati ve önemseme ile ilgili bölümlerinin uyarılmasına neden olur.

Aşk bir anlık duyguyu ve bir ömürlük hissi aynı anda hissettirir

Yeni çalışmalar gösteriyor ki aşkı bir anda ve çok yoğun bir hisle yaşıyoruz. Bu karşılıklı iki kalbin ritminin hızla artık bir süre aynı anda atması demek  demek oluyor. Bu ilgin anda iki kişi sanki bir ayna karşısındaymış gibi birbirlerini jest ve mimiklerini, hareketlerini taklit eder. İlginçtir ki bu durum ağrıların azalmasına ve acıların hissedilmemesine dahi sebep olur.

İyi bir takım olmak

Uzun süre ilişki yaşayan çiftlerin katıldığı araştırmalar gösteriyor ki çiftler davranışları ile birbirini destekler ve gelişimine pozitif katkı sağlar. Bu katkı birlikte geçirmedikleri zamanlarda aynı şekilde devam eder.

Aşk, Kapasitemizi Geliştirir

Aşık olan çiftlerle yapılan araştırmalar beynin şefkat ve öz-sevgi bölümlerinin aşk ile birlikte kapasitesini arttırdığını ve beynin alfa dalgalarının farklı bir ritim ile yayıldığını gösterir. Aşkın Aşkın pozitif etki yaratarak beynin korku merkezine baskı yaptığı kanıtlanmıştır.

Aşk Sadece Kafanızda Değildir

Uzun süren çalışmalar gösteriyor ki sağlıklı bir vücut için aşk gerekli. Yalnızlık ve sosyal bağların kopuk olması sigara kadar sağlığımız üzerinde tehlikeli etkiler yaratır. Bir guruba üye olmak ve ait olma hissi bu etkiyi azaltır. Özellikle erkekler için evlilik sağlığı pozitif etkilerken, yaşam süresini uzatır. Belki de eşlerinin hazırladığı güzel yemekler ve doktor randevularını takip ederken hassas olmaları bu durumu doğuruyor olabilir 🙂

Eğer Aşık Olmak İstiyorsak Oluruz

Kabul edelim ki herkes sevmek ve sevilmek ister. Aidiyet duygusu ve takdir edilme bizi geliştiren önemli etkenlerdir. Bu nedenlerden ötürü aşık olmadan yaşamak ya da aşktan uzak durmak neredeyse imkansız. Çünkü aşk psikolojik bir ihtiyaçtır.

Aşk Her Zaman Aynı Yoğunlukta Olmaz

Birisini çok seviyor olmak başkalarını sevmeyeceğiniz anlamına gelmez. Hatta birisine aşık olduğumuz zaman bir çok insana yaklaşımınız pozitiftir ve daha sevgi doludur.

 

Aşk Koşulsuz Değildir

Sevgi de tüm davranışlarımızda olduğu gibi bazı karşılıklar bekler ve koşulsuz değildir. Emniyet ve güven duygusu aşkın ön koşuludur. Birisinden hoşlandığınız zaman beynin “savaş ya da kaç” alarmı kapanır. Geçmişinde travmalar bulunan bireyler bunun için daga farklı tepkiler de geliştirmiş olabilir. Güvende hissetmek aşk için yeterlidir.

Aşk Bulaşıcıdır

Yaşadığınız sevgi, gördüğünüz şefkat ve ilgi başka insanlar için ilham kaynağı olabilir. Hissettiğiniz duygular çevrenizdeki yalnızları da etkiler ve aşk aramaya iter. Sizin mutluluğunuz onların ilhamı olur.

Aşk Her Zaman Sonsuz Değildir

Aşk her zaman sonsuz değildir, ancak bunu sonsuz kılabilirsiniz. Çünkü insan bir önceki günden farklıdır ve zaman geçtikçe değişimimiz artar. Açıkçası şu klasik söz “ Sen çok değiştin” i duymak neredeyse kaçın

ılmazdır. Uzun süreli ilişkiler üzerinde yapılan araştırmalarda çiftlerde yaşanan değişimi beyin, yeni bir durum gibi algılayarak heyecanı ve mutluluğu tetikleyebiliyor.