Çok duyduğumuz, bazen duymaktan yorulduğumuz o meşhur söz “erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’ten!” Kimilerine göre doğru, kimilerine göre bu tür cinsiyet odaklı bakış açısı aslında sorunların nedeni. Her görüş kendi içinde tutarlı bir haklılığa sahip olabilir, peki kadın ve erkek arasında gerçekten hiç fark olmadığını söylemek ne kadar doğru olurdu?
Dünyada siyah ve beyaz var olduğu sürece, karşıtlıklar kendini var etmeye devam edecek ama karşıtlıklar kendi bütünlüğünü de oluşturacak. Kadın ve erkeklerin tüm zıtlıklarına rağmen dünya döndükçe bir bütün olup benzeşecek. Eğer yola bu bakış açısından çıkacaksak cinsiyetler arası tüm farklılıklara rağmen ne kadar sağlıklı ilişkiler kurulabileceğini hiç düşündünüz mü? Dünya eminiz ki daha güzel bir yer olacaktır. Yüzyıllar boyu bitmeyen bu kadın ve erkek farklılıklarına tüm biyolojik ve kültürel farklılıklardan bağımsız bir şekilde bakmak istiyoruz bugün, gelin biraz kafa yoralım.
21. Yüzyıl, insanın bireyselliğine adanmış ve kendi farkındalığına odaklanmış bir yüzyıl. Bir önceki çağa göre bir arada olmak, sorunlara rağmen ilişkileri sürdürmek veya zorluklara göğüs germek çok daha zor. Çünkü her şey tek başınıza var olabilmeniz üzerine kurulu. Zaten kadın ve erkek arasındaki çatışmanın artması, boşanmaların giderek çoğalması da değişen bu toplumsal ve ekonomik rollerle alakalı değil mi? Kadının iş gücüne dâhil olması, toplumların bizleri inandırdığının aksine kadınların da birçok şeyi en az erkekler kadar iyi yapabildiğini kanıtlaması öğrenilmiş toplumsal cinsiyet rollerine damga vurmaya başladı. Güçlü konumunu kaybetmeyi göze alamayan erkekler ve erkeklerin gölgesinde ikincil varlığını reddeden kadınlar olduğu gibi tüm bunların dışında geleneklerini ve öğrendiği toplumsal cinsiyet rollerini devam ettirmek isteyen kadın ve erkekler var. Yani aslında işimiz gerçekten çok zor. Hele ki bu kadar değişken içinde kendimize en uygun eş adayını seçmek, samanlıkta iğne aramak gibi. Biz işte bu noktada kişilerin, eşlerine cinsiyet klişeleri ile karmaşıklaştırılmış bakış açısıyla bakmamalarının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Belki de farklılıklar kadar benzerliklere de odaklanmak gerekiyor. Çünkü bilinenin aksine, Prof. Dr. Mehmet Sungur’un da belirttiği gibi;
– Zayıfmış gibi davranmaktan yorulmuş her güçlü kadına karşı, güçlüymüş gibi davranmaktan yorulmuş zayıf bir erkek vardur.
– Duygusal diye etiketlenmekten bıkmış her kadına karşı, ağlama ve hassas olmak hakkı elinden alınmış bir erkek vardır.
– Araba tamirinin incelikleri ve arabayı geri geri giderek küçük yerlere sığdırma becerilerinden bihaber her kadına karşı, yumurta haşlamayı ve bulaşık yıkamayı bile bilmeyen bir erkek vardır.
Ve hepsinden önemlisi “özgürlüğüne adım atan her kadına karşı, hürriyete giden yolu yeniden keşfeden bir erkek vardır”
İşte siyah ve beyaz varken karşıtlıklar hep olacak dediğimiz nokta burası. Siyah beyazdan ne kadar üstün değilse, beyaz da siyaha galip değil. Hepsi var ve bu yaşamın bir parçası, önemli olan ise kendini tamamlayacak parçayı bulmakta. İsteklerini, kriterlerini bilip de yola çıkmakta. O noktada eÇift devreye girip size yardımcı oluyor işte. Gelin size en uygun adayı bulmak için ücretsiz kayıt olun, kriterlerinizi girin ve mutluluğa ulaşın! Çünkü aşk burada başlar…