Aşk, kuşaktan kuşağa ve hatta kültürden kültüre bile farklılık gösteren bir konu. Yani aslında nerede o eski aşklar sözünü duymanızın da en büyük nedeni bu farklılık. Toplum değişirken, zaman ve teknoloji artık neredeyse yakalanamayacak bir hızda ilerlerken insanlar ve sevgi olgusu da bu değişimden etkileniyor. Aşk, ilişkiler ve hatta evlilik bile bundan on yıl öncesiyle aynı değil. Neden mi?
İşte tam da bu değişim mantığından yola çıkarak bunun nedenlerini anlatacağız bugün. Farklılıkları anlatmaya başlamadan önce ise X ve Y kuşağı olarak adlandırılan bu sosyolojik kavramın ne olduğunu tanımlamak gerekiyor. Bugün en yaşlısı 50li yaşlarında olan X kuşağı 1965-1980 yılları arasında doğan nesli tanımlamak için kullanılan bir kavram. Y kuşağı ile adına artık milenyum kuşağı da denilen 80 sonrası doğumlular. Yani 1981 ve 2000 yılları arasında doğan her bireyi tanımlamak için Y kuşağı kavramı kullanılıyor. Yaşadıkları toplumsal olaylar, travmalar, teknolojik ve ekonomik gelişimler birbirinden oldukça farklı olan bu iki nesil doğal olarak hayata, topluma ve aşka bile birbirinden çok farklı bakıyor. Ve aslında bu durum da oldukça normaldir. Bu insanlığın ve toplumun değiştiğinin, geliştiğinin ve hatta Z kuşağı olarak adlandırılan 2000 sonrası doğumluların da bambaşka bir kültüre sahip olacağının göstergesi. Peki, gelelim bu iki kuşağın birbirinden farklıklarına.
1. X kuşağı aşkı daha uzun süreli ve tutkulu yaşıyor. Y kuşağı aşk acısı çekmek istemiyor.
2. X kuşağı daha hayatın içinde ve direk iletişim kurulan bir ilişki yaşarken Y kuşağı aşkı mobil hayatın içine dahil ediyor. Hatta uzun mesafeli aşka bile sıcak bakıyor.
3. X kuşağı evlilikte artık boşanmaların varlığını kendinden bir önceki nesle göre yaşamış ve varlığını kabul etmiş olsa da Y nesli kadar bireysel değil. Y neslinde mutlu olmak ve bireyin keyif alması evlilik kurumundan bile önemli olabiliyor. Yani Y kuşağı mutsuz evliliklerini sürdürmüyor.
4. X kuşağı teknolojiye e-mail, telefon ve bazı sosyal medya mecraları ile kendini adapte etse de Y kuşağı kadar dahil değil. Y kuşağına sosyal medya kuşağı demek bile yanlış olmaz. Bu açıdan Y kuşağı aşkını ve evliliğini çok daha fazla sosyal medyada anlatma ve açıklama çabası içerisinde.
5. X kuşağı topluma dahil olmayı, toplumda hayatının her alanıyla saygın bir kimlik yaratmayı Y nesline göre daha fazla önemsiyor. Yani aslında ilişkilerinin, evliliklerinin toplum tarafından onaylanmış olması Y kuşağına göre biraz daha önemli. Y kuşağı bireysel mutluluğunu toplumun onayından daha fazla önemsiyor.
Aslında bu beş kısa ve genel kuşak özelliği bu iki farklı grubun aşk ve sevgi gibi evrensel bir duyguya ne kadar farklı bakabildiğinin göstergesi. Kadın ve erkek ilişkilerine, evliliğe, flörte ve hatta çocuk sahibi olmaya bile çok farklı bakışları birinin diğerinden daha doğru ya da iyi olduğunun göstergesi değil. Bireyin kişiliği ve hayata bakış açısı evet ailede başlar ama onu en ok şekillendiren şeylerden biri de toplumdur. Yani nerede kaldı o eski aşklar derken hayıflanmak yerine bunun değişimin bir parçası olduğunu fark etmek ve farklılıkları kabullenmek de mutluluğa atılan ilk adım olacaktır.
Ama ben yine de benim aşka baktığım gibi bakan, evliliği uzun yıllar sürecek güzel bir birliktelik olarak tanımlayan, ilişkide özveriyi her şeyin önüne koyan bir insanın tüm kuşak farklılıklarına rağmen var olabileceğine inanıyorum diyebilirsiniz. Ve aslında haklısınız da. İşte önemli olan o insanın varlığını bulabilmekte. Eğer onu arıyor ve etkin bir çözüme ihtiyaç duyuyorsanız eÇift’i deneyebilirsiniz.
Hemen şimdi e-posta adresinizle www.eCift.com adresinde gelerek ücretsiz bir şekilde kayıt olabilirsiniz. Üstelik kayıt olduktan sonra çözeceğiniz kişilik analiz testi sayesinde size en uygun kişiyi daha da kolay bulabilirsiniz. Çünkü aşk burada başlar!
Kaynak: www.egitimpedia.com