Her gün bir yenisinin daha eklendiği biten evliliklerle hayatın daha güvensiz olduğunu söylüyor, evlenmekten korkuyor hatta çocuk yapmanın tam bir delilik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yaşadığımız çağın değişimleri ile boşanmalar konusunda o kadar da haksız olduğunuzu söylemeyeceğiz. Söyleyeceklerimiz ikinci bir evliliğin bazen kesin çözüm olabileceği üzerine. Neden mi?
21. Yüzyıl insanı giderek daha da bireyselleşiyor, isteklerinin peşinden daha çok koşuyor ve neredeyse önemsediği bir konuda tatmin olmadığında kolayca sıkılabiliyor ya da vazgeçebiliyor. Bu durum kişisel ilişkilerimizin merkezine oturduğunda da boşanmalar çoğu zaman kaçınılmaz bir son oluyor. Bunu ister kolaycılığa kaçmaya, ister yeni neslin sorumluluk almaktan korkmasına yorun. Ortada iyi ya da kötü böyle bir gerçek var. Bireyselleşiyoruz! Ama bu durum her koşulda sağlıksız geliyor bana diyebilirsiniz. O kısımda sormak istediğimiz şöyle bir soru var. Nerede o ömürlük sevdalar, bitmeyen evlilikler diye idealize ettiğiniz ninelerimizin, dedelerimizin evlilikleri de ne kadar mükemmeldi? İnsanların aynı çatı altında ölene kadar birlikte yaşıyor oluşu o evliliğin mükemmel ve sorunsuz olduğu anlamına gelmez, gelmemeli de. Çoğu zaman toplumun baskısı ya da çocukları için mutsuz olduğu evliliği sürdürenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur geçmişten bu yana. Yani kol kırılıp yen içinde kalması durumu da bir evliliğin sağlam temeller üzerine kurulduğu anlamına gelmiyor.
Hem insanın kendine dürüst davranması güzel bir şeydir. Ortalama yaş ömrünün 40-50 olduğu yıllardan 70-80 yaş olduğu zamanlara evirildik. 15-20 yıl evlilik sırasında ölen ninelerimiz dedelerimiz elbette ömürlük aşk yaşayacaklardı. Peki, siz kendinize hiç sordunuz mu? 80 ya da üzeri yaşayacağınız bir hayatta evet, kesinlikle benim evliliğim ömürlük olacak diye garanti verebiliyor musunuz? Elbette tüm bu söylediklerimiz evliliklerinizde ya da ilişkilerinizde kolaya kaçabilme özgürlüğünüz anlamına gelmiyor.
Aslında bahsettiğimiz şey daha çok boşanmış insanların hayata devam edebilmesi hususunda. Maalesef toplum hala boşanmış insanların üzerinde gizli bir baskı uyguluyor. Hele ki bu insanların bir de çocukları varsa ya da eşlerini kaybedip ikinci baharlarını yaşamak istiyorlarsa. Çocuğu olan bir insanın bir daha asla mutlu olmaya hakkı yokmuş ve tüm hayatını çocuğuna vakfetmek zorundaymış gibi gizli bir inanış var. Bunun doğruluğuna inanıp kendini aşka ve dış dünyaya kapatanların sayısı hiç de az değil. Ya da insanlar genelde toplumun düşüncelerine göre hayata bakış açısını belirlediği için çocuklu ve boşanmış bir insanla evlenmeyi dünyanın sonu gelmiş gibi bir duruma sokabiliyor. Oysa hayatta mutlu olmaya şans vermekten daha güzel hiçbir şey yok. Mutsuz olma ihtimaliniz kadar hayatın anlamını atacağınız ikinci bir adımla bulma ihtimaliniz de var.
Uzun lafın kısası ilk evliliğinizde aradığınız mutluluğu ve huzuru bulamamış olabilir, eşinizi kaybetmiş olabilirsiniz. Ama siz hala yaşıyorsunuz ve hayat da aşk da sizinle birlikte var olmaya devam ediyor. O yüzden kendinize bir şans tanıyın ve ikinci kez evliliği denemekten korkmayın.
Hem bu kez kişisel özelliklerinizi göz önünde bulundurarak size yardımcı olacak bir yöntemle bunu yapabilirsiniz. eÇift’in bilimsel ideal çift metodu ismini verdiği kişilik analiz testini ücretsiz olarak çözebilir ve aradığınız aşkı bilgisayar ekranınızda bulabilirsiniz. Haydi, siz hatalarınızla, eksikliklerinizle hala güzelsiniz. Hemen şimdi www.eCift.com adresine gelin. Çünkü aşk burada başlıyor!