Birey olarak yetiştiğimiz toplumsal çevre, aldığımız eğitim ve kültür hayata bakış açımızı belirleyen önemli faktörlerdir. Toplumsal rollerimiz, arkadaşlık ve aile ilişkilerimiz bu faktörlerden doğrudan etkilenir. Peki ya duygusal ilişkilerimiz?
Kadın ve erkek biyolojik olarak birbirinden yeterince farklı yaradılışa sahiptirler. Bir taraf için gayet normal olan bir durum diğer taraf için çok büyük bir sorun olabilir. Bazen sizin için çok küçük ve önemsiz görünen bir durum bir ilişkinin ya da bir evliliğin sonlanmasına bile neden olabilir. İlişkide eğitim ve sosyal statü farklılıkları da bu durumdan doğrudan etkilenen konuların başında gelmektedir.
Çünkü yaşadığınız çevre, aldığınız eğitimin seviyesi ya da yaşam standartlarınız çoğu zaman kaçınılmaz bir biçimde hayata bakış açınızı ve zevklerinizi de etkilemektedir. Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Sedat Özkan’ ın da belirttiği gibi evliliklerin sürmesi için çiftlerin yaş ve sosyal statü yönünden birbirine denk olması gerektir. “Farklı yerlerde mutlu olan, farklı ilgi alanlarına sahip çiftlerin ayrılığı kaçınılmazdır.
İstisna durumları kaide dışı bırakırsak konuyu kısa bir örnekle şu şekilde açıklayabiliriz. Örneğin siz sürekli bir hareketin olduğu sosyal bir yaşamı tercih eden, kültür ve sanat hayatında şehrin ritmini yaşamak isteyen ya da sürekli yeni şeyler keşfetmekten hoşlanan bir kadınken karşınızdaki kişi bunları yapmaktan zevk almayan bir erkekse muhtemelen anlaşmanız zor olacaktır.
Siz en sevdiğiniz sanatçının konserine gitmek isterken, karşınızdaki kişi belki de evde oturmak ve en sevdiği futbol maçının tekrarını izlemek isteyecektir. Ya da büyüdüğünüz çevre sizi daha serbest yetiştirmiş ve aldığınız eğitimle ekonomik özgürlüğünüzü elde etmiş bir kadınsanız; muhafazakar ve daha geleneksel bir erkek tipi sizin için uygun olmayacaktır. Aslında burada konu cinsiyetten bağımsızdır; bahsedilen durum taraflardan birinin farklı bir yaşam tarzına sahip olmasıdır.
Bunun yanında sosyal statünüz içerisinde değerlendirebilecek inançlarınız, aile kavramına yüklediğiniz anlamlar, büyürken size yüklenmiş ya da yüklenmemiş sorumluluklar ilişkinizin gidişatını belirleyen faktörler olacaktır. Örneğin başkasına bağımlı bir kişilik olarak yetiştirilen bir çocuk yetişkin olduğunda bazı sorumluklar kendisinin yerine üstlenildiği için birlikte yaşama ve işleri paylaşma kavramına o kadar kolay uyum sağlayamayacaktır.
Eğer partneriniz her işini kendi yapmaya alışmış ya da gerek ev işlerinde gerek diğer işlerde iş bölümüne inanan birisiyse aranızda çatışma yaşamanız kaçınılmaz olacaktır. Ancak tüm bunların yanında bu tür farklı durumları fırsata çevirmeyi bilen çiftlerin olduğunu belirtmekte de fayda var.
Bu açıdan bir ilişkiye başlarken farklılık ve benzerliklerinizin dengesini belirlemek oldukça yararlı olacaktır. Karşınızdaki kişinin size uymayan yönlerine ne kadar tahammül edebileceğiniz de oldukça önemlidir. Onun için bir ilişkiye başlamadan kişinin bir ilişkiden ya da evlilikten ne beklediğini önceden tespit etmesi ve arayışlarını buna göre yapması sağlıklı bir ilişki için ön koşuldur.
Eğer siz ne istediğinizi, nasıl biriyle hayatınızın geri kalanını sevgi ve aşk dolu geçireceğinizi belirlediyseniz hemen şimdi www.ecift.com ‘ a ücretsiz bir şekilde üye olabilirsiniz. Üstelik eÇift’ in size sunduğu bilimsel ideal eş metoduyla mizacınıza uygun kişiyi bulmanız da oldukça kolay. Aşkın ne zaman ve nasıl geldiği değil, size ne hissettirdiği önemlidir. Mutlu bir birliktelik için ilk adımı şimdi atın.