Dünya’nın birçok kenti ismini hep romantizm ve aşk ile duyurmuştur. Paris, Roma ya da Maldivler denildiğinde aklımıza hep balayı, Sevgililer Günü ya da aşık olunacak bir kent imgesi gelir. Ama bazı kentler vardır ki ismi aşk ile anılmanın yanında ölümsüz bir eserin doğuşuna ev sahipliği yapması ile bilinir. William Sheakespeare’nin dünyaca ünlü eseri Romeo ve Juliet’in doğuşuna sebep olan kent Verona işte o kentlerden biri.
Nerede bu Verona?
İtalya’nın Venato Bölgesi’nde bulunan Verona, Adige Irmağı’nın etrafına kurulmuş tipik bir antik kenttir. UNESCO Dünya Mirasları kapsamında koruma altına alınan şehir adeta bir açık hava müzesi gibidir. Her biri birbirinden şirin sokakları, müzeleri, Rönesans Dönemi’ne ait eserleri, antik forumu ve elbette Juliet’in Evi ile görülmeye ve yaşanmaya değer bir kenttir. İçlerinden geçerken sanki zamanda yolculuk yapıyormuş gibi hissedeceğiniz tarihi sokakları, Piazza delle Erbe (Erbe Meydanı) ve Adige Irmağı’nın romantik ambiyansı bu şehrin hayran kalacağınız yanlarından sadece birkaçıdır.
Romeo ve Juliet ile Verona’nın İlişkisi
Ünlü İngiliz yazar William Sheakespeare’nin tüm dünyaca bilinen eseri Romeo ve Juliet’in konusu aşkları için ölümü bile göze alan bir çiftin hikayesinden oluşmaktadır. Verona’nın en ünlü ve aynı zamanda birbirlerine düşman olan Capuleti ve Montague ailelerinin çekişmelerinden etkilenen yazar eserini 1597 yılında yayımlamıştır. Birbirlerini gördükleri ilk andan itibaren deyim yerindeyse yıldırım aşkı ile birbirine hayran kalan Romeo ve Juliet’in sonu maalesef mutlu sonla biten bir aşk hikayesi değildir ancak hepimizin kalbine işleyen bir duygusallık içerdiği ise yadsınamayacak bir gerçektir. Capuletilerin biricik kızı Juliet’in aşkı uğruna ölümü göze alıp zehir içerek yaşamına son verdiği bu trajedi sinemadan operaya kadar birçok farklı şekilde de yorumlanmıştır.
Verona’yı eserle birlikte yaşatan gerçek ise Juliet’in Evi olarak adlandırılan tarihi eserdir. Eserde anlatılan hikayede Romeo’nun Juliet’e serenatlar yaptığı ve Juliet’in ona aşkla baktığı balkon ise bu tarihi eserin en çok betimlenen ve anlam yüklenen kısmıdır. Yemyeşil sarmaşıklarla çevrilmiş taş balkon aslında daha çok bir cumbayı andırmaktadır. Evin bahçe kısmında bulunan Juliet Heykeli, ölümsüz aşkların ve romantik çiftlerin nişanesi binlerce asma kilit, duvarlara dünyanın dört bir yanından gelen aşıkların çizdiği grafiti ve el yazıları da bu romantik ambiyansın ayrılmaz parçaları arasındadır.
Siz de sevgiliniz ya da eşinizle seyahat edip aşkla anılan kentleri keşfetmekten hoşlanıyorsanız ve bir aşk hikayesi olan Verona kenti ilginizi çektiyse romantik bir kaçamak yaparak Verona’nın gizemli ambiyansında aşk tazeliyebilirsiniz.
Eğer hala aradığınız aşkı ve sizinle seyahat etmekten zevk alacak birini arıyorsanız www.ecift.com’a üye olarak ruh eşinizi bulabilirsiniz. Kimbilir eÇift’te başlayacak yolculuğunuz Juliet’in Evi’nin bahçesine uzanan romantik bir anı ile devam eder. Belki de birlikte bahçede bulunan Juliet heykelinin göğüs kısmına dokunarak mutluluğunuzun hiç bozulmaması için dilek tutarsınız. Denemeden bilemezsiniz öyle değil mi?
