İlişki ve aşk deyince ayrılık ve hayal kırıklığı da gelir bazen akla. Hemen hemen hepimizin deneyimlediği ayrılık süreci, sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gözükür gözümüze.
Oysaki o dönemi geçirenler bilir, eskisine göre daha olgun ve deneyimli bir insan olduklarını farkederek yeni ve daha mutlu oldukları ilişkilere adım atarlar.
Peki ama ayrılık acısı nasıl bitecek? Onu aramadan zaman nasıl geçecek?
Bal gibi de geçiyor. Kendinizi tutamayınca onu aramamanız için birkaç tavsiyemiz bile var.
Telefon rehberindeki adını değiştirin: Onun en sevmediğiniz özelliğini düşünün ve bunu hatırlatacak bir takma ad bulun. Örneğin, “koca göbekli” ya da “ana kuzusu” gibi onu kötü hatırlayacağınız takma adları kullanın. Böylece aklınızda kalan iyi yönlerini unutup sevmediğiniz özellikler ağır basabilir ve aramaktan vazgeçebilirsiniz.
Yakın bir arkadaşınızın numarasını onun adına kaydedin: Eğer ilk önerimiz işe yaramıyorsa bu yöntem etkili olabilir. Yakın bir arkadaşınızla konuşup onayını aldıktan sonra adına numarayı kaydedebilirsiniz. Böylece zayıf anlarınızda yazıp gönderdiğiniz mesajlar aslında ona ulaşmamış olur. Ertesi gün, yazdıklarınızı okuyunca pişmanlık duymak yerine hissedeceğiniz rahatlamayı bir düşünün.
Zil sesini değiştirin: Çoğu telefonda kişiye özel zil sesi seçeneği var. Bu seçeneklerin arasında en korkutucu olanını seçerseniz telefonu açma isteği yerine telefondan kaçma isteğiniz ağır basabilir.
Bahane yaratmayın: “Yanlışlıkla aradım” gibi bir gerekçe sunduğunuzda, emin olun o buna inanmayacaktır. “Çakmağımı bulamıyorum, sen de mi kaldı acaba?” gibi bahaneler de aynı derecede küçük düşmenize sebep olur. Bu sebepten, böyle bahaneleri düşünmeyin bile.
Onu hatırlatacak şeyleri kaldırın: Onu aklınıza getirecek eşya ve fotoğrafları göz önünde bulundurmayın. Bu süreci kolaylaştıracaktır.
eÇift – Aşk Burada Başlar.
