İş hayatına atıldıktan sonra zamanın çoğu işyerinde ve yollarda geçer. Oysaki çoğumuz hayalimizdeki erkek ya da kadınla tanışmak ve onunla bir aile kurmak ister. Aşkı ararken sürekli başladığı yere geri dönüp, günün sonunda eve yalnız dönenlerdenseniz yanlış birşeyler yapıyor olabilir misiniz?
Birkaç tavsiyeyle bakış açınızı değiştirip şansınız arttırmaya ne dersiniz?
Kendinizle barışın: Başkalarının sizinle ilgilenip sizi sevmesini bekliyorsanız öncelikle kendinizle barışmanız gerekir. Memnun olmadığınız yönlerinizi kabullenip, gurur duyduğunuz özelliklerinizi kendinize hatırlatın. İhtiyaçlarınızı ertelemeyin, kendinize zaman ayırıp sevdiğiniz aktiviteleri gerçekleştirin. Kişisel bakıma önem vererek kendinize güveninizi arttırın.
Pozitif olun: Bekar olmak mutsuz olmayı gerektirecek bir sebep değil. Aile ve arkadaşlarınıza, hobilerinize daha çok vakit ayırabilirsiniz. Böyle aktiviteler size mutlu ve pozitif bir yaklaşım kazandırır. Mutluluğunuz kendine güveninizi de arttıracağından dışarıya da çok daha kendinden emin, pozitif özelliklerinizi yansıtırsınız. “Para parayı çeker” derler ya hani, mutluluk da mutluluğu ve sevgiyi çeker. Ama tam tersi depresif bir modda yeni biriyle tanışmak çok zor olacaktır.
Yanlış kişiye odaklanmayın: Gözünüze kestirdiğiniz biri dışarıdan gözüktüğü gibi olmayabilir. Bunu birkaç buluşmadan sonra siz de farkedersiniz. Ancak, uygun olmadığını anladığınız halde yalnızlıktan çok sıkıldığınız için ya da kendinizi iyi hissetmek için ilişkiyi ilerletmeye çalışmak çok doğru değildir. İlerleyen zaman sizi yıpratır, hem de o özel kişiye kavuşmanızı da geciktirir. Yanlış kişiyle oyalanmak yerine, çevrenize dikkat etmeye devam edin ve fırsatları iyi değerlendirin.
Ulaşılmaz birinin peşinden koşmak da özellikle kadınların en sık düştüğü hatalardan biridir. Ulaşılmaz olduğunu nerden anlayabilirim diyorsanız, sizinle buluştuğu yerleri bir düşünün. Genelde tenha mekanları tercih ediyor ve sizi ısrarla arkadaş ve ailesiyle tanıştırmıyorsa sizi oyalamaktan başka bir şey yapmıyor demektir. Böyle durumlarda da ilişkiyi çok uzatmadan talihinizi kapatmamanız daha doğru olacaktır.
Tembellik yapmayın, kendinizi önemseyin: Tıpkı kendiyle barışık ve pozitif olmak gibi dış görünüşe verilen önem de çevrenin dikkatini çeker. Kendinizi mutsuz hissedip, saçınıza başınıza bakmazsanız bu döngüden çıkamazsınız. Oysaki, güzel bir kıyafet, şekillendirilmiş saç, uygun makyaj gibi ufak değişiklikler moralinizi ve güveninizi otomatik olarak yükseltir. Bunu küçümsemek ve üstüne dikkat etmeye üşenmek pek de hayrınıza olmayacaktır. Bu noktada, abartılı şeyleri ayırmak gerekir. Dikkat çekmeye yarasa da pozitif bir geri dönüş sağlaması düşük bir olasılıktır.
Karşınızdakine doğru şekilde davranın: Erkekler ve kadınlar birbirlerini anlamamaktan şikayetçidir her zaman. Oysaki birbirine ilgi göstermek ve bunu belli etmek o kadar da zor değil. Erkekler pohpohlanmayı sever, kadınlar da ufak değişikliklerin fark edilmesinden çok hoşlanır. Bir erkeğe yanında iyi hissettiğinizi, sizi güldürebildiğini belirtirseniz kendine güveni artar ve sizinle görüşmelerine de daha çok önem vermeye başlar.
Bir kadının makyaj ve saçındaki değişikliklere, günlük hayatı ile ilgili anlattığı hikayelere dikkat edip ayrıntıları hatırladığınızı belirten cümleler kurduğunuzda ilişkinizin ne kadar hızlı ve güzel geliştiğini görürsünüz. Ufak sürprizler yapın, bir gün elinizde çiçekle gidin. Birbirinizin ihtiyaçlarını fark edip ona göre davranmak sizi ilişkilerde çok daha başarılı kılacaktır.
Tüm bunlara dikkat edip kendini kısır döngünüzden çıktığınızda Mutlu Evlilik beraberliklerin önünde engel kalmaz. Siz de aradığınız o özel insanı bulup imrendiğiniz çiftlerden biri olabilirsiniz.