Aşkın Sıradanlığı

Sahne, dekor, kostümler ve canlı bir performans… Tiyatro!  Ne kadar etkileyici bir birleşim… Hele bir de sahnelenen oyun güzelse apayrı bir keyif.

Devlet Tiyatroları bu sezon 6 yeni oyun sahnelemeye başladı. Aşkın Sıradanlığı da bunlardan biri.

Alman filozof Martin Heidegger’in, öğrencisi Yahudi Hannah Ardent ile yaşadığı aşkı konu alan oyun, gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Zar zor bilet bulabildiğimiz oyun gerçekten izlemeye değer.

Heidegger, Marburg Üniversitesi’nde felsefe dersleri verirken  en başarılı öğrencilerinden biri olan Hannah Ardent ile yakınlaşıyor. Hikaye burada başlıyor. Ancak, 360° dönebilen sahne tasarımıyla 1920lerden 1970lere kadar uzanıyor. Yine aynı tasarım Ardent’in gençliği ile yaşlılığı arasındaki etkileşimi çok güzel ortaya koyuyor, arada hiçbir şekilde kopukluk hissetmiyorsunuz. Bu geniş zaman içinde kaybolurum ya da sıkılırım diye düşünmeyin. Tam tersine  “Bu keyifli oyun biraz daha uzun olsaydı keşke” diyeceksiniz.

Tarihsel durumun da arka planda işlendiği oyunda Heidegger’in Nazi Partisi’ne üye olmasını ve Yahudi meslektaşlarına ve öğrencilerine sırt çevirmesine tanık oluyoruz.  Partiye katıldığını ve destekçisi olduğunu hiçbir zaman inkar etmeyen ve pişmanlık göstermeyen Heidegger’in II. Dünya Savaşı’ndan sonra üniversitede ders vermesi yasaklanmıştı. Aklanma davasında Ardent, Heidegger’in lehine tanıklık etti. Geçen zaman ve şekillenen farklı hayatlara rağmen Heidegger ile Ardent arasındaki diyalog bir şekilde hep sürdü. Ardent’in felsefe alanındaki başarıları da maalesef hep Heidegger’in gölgesinde değerlendirildi.

Oyuncuların performansını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Sırayla çeşitli salonlarda oynanacak oyunun saatleri ve detaylı bilgilerine Devlet Tiyatroları sayfasında bulabilirsiniz.