Kalp Çarpıntısı

Sizi Aşkla Seyahate Çıkaracak Kitaplar

 

 

Aşk-Elif Şafak
Ön sözünde “Aşk’ın hiçbir sıfata ve tanımlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındadır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde…” yazan, Elif Şafak’ın aşka bakışınızı değiştirecek en güzel romanlarından birisi. Afak, Aşkın 4o kuralını ince ince işlerken aklınıza ve kalbinize aynı anda dokunuyor.

Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
Raif adlı bir Türk genci ile Maria Puder adında bir Almanın aşkının anlatıldığı ölümsüz Sabahattin Ali eseri. Ali’nin dilinden dökülen kelimelerle aşkın karşısında ne kadar çaresiz kaldığını anlıyor insan Kürk Mantolu Madonna’yı her okuduğunda…

Kolera Günlerinde Aşk-Gabriel Garcia Marquez
Siz hiç o kadar büyük, o kadar yakın ama bir o kadar ulaşılmaz bir aşk yaşadınız mı? Nisan ayında kaybettiğimiz Marquez, bir ”aşk kitabı” olmadan nasıl buram buram aşk kokulu bu romanıyla herkese ispatlıyor adeta…

Kurt Seyt & Shura-Nermin Bezmen
Yaşanmış gerçekbir aşk hikayesini konu alan, Nermin Bezmen’in aşkla birlikte tarihi gerçekleri de anlatan, okuyanı ihtişamlı çarlık Rusya’sından Beyoğlu’na kadar sürükleyen en güzel romanlarından birisi…

Beyaz Geceler – Fyodor Dostoyevski
Aşkın iyimser rehberi… Kavuşması imkansız olsada aşk her zaman güzeldir, dedirtiyor okurlarına.. Dostoyevski’nin romanı bitirirken söylediği gibi, “Bir anlık mutluluk! Koca bir insan ömrü içinde bu kadarı bile yetmez mi!”

Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
Kitabı okurken Mümtaz’ın Nuran’a karşı hissettiği aşkın penceresinden İstanbul’u seyredersiniz.. Mümtaz, ‘bir yığın imkân arasından Nuran’ı’ seçmiş ve bu hikaye Tanpınar’ın üslubuyla ölümsüzleşmiştir.

Sevgili Milena – Franz Kafka
Edebiyat tarihinin bu en sarsıcı aşk mektupları karşınızda… “Senin” diye imzaladığı mektuplarında şöyle diyordu Kafka: “Adımı da yitirdim! Küçüle küçüle ‘Senin’ kaldı yalnız.” Aşk, bazen sevdiğinizin adının önüne bile geçmez mi?

Anna Karenina – Lev Tolstoy
Aşka dair size çağrışım yapan ne varsa Anna’nın aşkında var oluyor; Özgürlük, tekdüzeliği kırmak, ikilemler ve 3. Kişiler… Ne denirse densin, bu büyük klasikte aşkın iki kişilik olmadığı kesindir. Anna, aşkının bedelini acı bir şekilde öder ve herkesin gözünde temize çıkarır ilişkisini.