Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kanserle Savaş Derneği ekim ayını “Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı” ilan etmiş, bu kapsamda çeşitli etkinlikler düzenlemişti. Bu etkinlikleri kaçırdıysanız ve meme kanseri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığınızı düşünüyorsanız, en önemli noktaları bu yazıda bulabilirsiniz.
Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser çeşidi. Ancak çok önemli bir avantajı var; erken teşhis ile iyileşme oranın en yüksek olduğu kanser türü. Hemen hemen tamamen iyileşmek mümkün.
Meme Kanseri Nedir?
Memeyi oluşturan süt bezleri ve süt kanalları hücrelerinde meydana gelen değişikliklere, anormal çoğalmalara “meme kanseri” denir. Fakat, memede hissedilen her kitle ya da sertlik meme kanseri değildir. Bu ayrımı yapabilmek için her kadının 20 yaşından itibaren ayda bir kere kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Böylece kendi meme dokusunu yakından tanır ve bir değişiklik olduğunda hemen farkedebilir.
Kontrol Nasıl Olmalı?
Meme muayenesi ayın belli bir döneminde ve her ay aynı dönemde olacak şekilde tekrarlanmalıdır. İlk sefer için doktordan yardım almakta fayda var. Eksik kontrol ve yanlış anlaşılma sonucunda yaşanan paniğin önüne geçmeyi sağlar.
Ayrıca, 40 yaşından itibaren düzenli meme kontrolünün yanında yılda bir kere mutlaka doktor kontrolüne ve 1 – 2 yılda bir mamografi çekitirmeye gitmek gerekir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
Meme kanserine yakalanma oranın daha yüksek olduğu bazı durumlar vardır. Ancak, risk faktörlerini taşıyan her kadının meme kanseri olacağı kesin değildir. Yine de meme kanserine yakalanma riskini arttıran faktörleri bilip mümkünse kontrol etmeye çalışmakta fayda var.
Yaş: Özellikle ileri yaşlarda görülme sıklığı daha fazladır. Teşhislerin %70’i 50 yaş üstü kadınlara konmaktadır. Tam da bu sebepten her sene kontrole gitmek çok çok önemlidir.
Ailede Kanser: Yakın akrabalarda meme kanseri vakası varsa risk daha yüksektir ve kontrolleri kesinlikle aksatmamak gerekir.
Geçmişte meme kanseri: Önceden başka bir bölgede ya da diğer memede kanser tespit edilmişse mutlaka takipte kalmalı ve düzenli olarak kontrol yapılmalıdır. Risk seviyesi böyle kişilerde daha yüksektir.
Östrojen Hormonu: 12 yaşından önce adet görmeye başlamış olma, 50 yaşından sonra adet görmeye devam etme, menopoz sonrası östrojen hormonu tedavileri meme kanseri gelişme riskini arttırır.
Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda risk daha yüksektir. Hiç gebe kalmamış olmak da riski hafif yükseltir.
Alkol – sigara: Hergün düzenli alkol tüketen kadınlara meme kanseri teşhisi daha sık konulmaktadır. Sigara ile ilgili çok kesin veriler olmamakla beraber riski arttırdığı düşünülmektedir.
Risk azaltılabilir mi?
Genel olarak sağlığa dikkat etmek ve onu bozacak davranışlardan kaçınmak gerekir.
- İdeal kilonuzu korumaya çalışın,
- Bol sebze ve meyve tüketin,
- Düzenli olarak egzersiz yapın (haftada 4 saat tempolu yürüyüş gibi),
- Alkol – sigara gibi zararlı alışkanlıkları azaltın, hatta bırakın,
- Kadınlık hormonu içeren ilaçlardan çok zorunlu kalınmadığı sürece kaçının.
Tüm bunlar meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur. Ancak;
Meme kanserini tamamen önlemenin yolu yoktur. Düzenli kontrol ve erken teşhis çok önemlidir.