Fiziksel olarak zıt kutuplar birbirini çekiyor. Bunu mıknatıslarla gözlemleyebiliyoruz da. Peki ya insan ilişkileri? İlişkilerde de aynı durum söz konusu olabilir mi?
Uzun vadede düşünürsek cevabımız; “Hayır!”. Farklı düşünen, ayrı ilgi alanları olan iki kişinin birbirini çekici bulması mıknatısların çekim gücü kadar doğal. Birbirlerine farklı bakış açıları kazandırır, farklı deneyimlerle hayatı zenginleştirir ve güzel zaman geçirirler. Ancak, iş hayatı paylaşmak noktasına geldiğinde durum değişiyor.
Farklı hayat görüşleri, hayattan beklentileri de farklı kılar. İki tarafın istek ve düşüncelerinin buluşabilmesi için yapacağı fedakarlık ilişkiyi zorlayabilir. Ortak noktaların azlığı, beraber geçirilen zamanı sınırlar. Kendi ilgi alanınıza ayırdığınız zaman arttıkça, sevdiğinizden uzaklaşır ve kopma noktasına gelebilirsiniz.
Kendi görüşünüzü savunurken yaşadığınız tartışmalar, ilk zamanlarda size heyecan verebilir. Ancak, zaman geçtikte yıpratıcı ve yorucu bir hal alır. Akşam evde ya da dışarıda yemek olsun, caz müzik ya da metal müzik sevmek olsun hayatın her alanında karşınıza çıkacak görüş ayrılığı birbirinize olan sevginin önüne geçebilir.
Uzun vadeli, mutlu bir gelecek düşünüyorsanız ortak ilgi alanlarınızın olmasına özen gösterin. Örneğin, dalış yapmayı seviyorsanız dalış yapmayı sizin kadar seven ya da sevecek biriyle olun. Tiyatro oyunlarını kaçırmıyorsanız, beraber tiyatroya gidebileceğiniz biri olsun.
Tabii ki, her sosyal aktiveteyi çift olarak yapmak zorunda değilsiniz. Ayrı ayrı yapacağınız aktiviteler olması da bir o kadar önemli. Ancak, hayatı paylaşmak ve sağlıklı bir ilişki yaşayabilmek için az çok aynı dünya görüşünü paylaşıyor, uyumlu beklentilere sahip olmanız gerekiyor.
İlişkiniz ile ilgili ciddi kararlar almadan önce, bu açıdan değerlendirmelerinizi mutlaka yapın.
İşi sağlama almak isterseniz,”Ciddi Kararlar Almadan Önce Sormanız Gerekenler” yazımızı okumanızı öneriririz.
eÇift – Aşk Burada Başlar.